” Aşağıda yazdığım konu hakkında bilgi sahibi olmamanın, insanı nasıl durumlara düşürdüğünü anlatmak için; yaşanmış olaylardan sadece bir örnek verdim. Başkalarının da bu gibi durumlara düşmemesi için bu bilgileri yazdım. Öğrenip bilgilenenlerden gelen teşekkür mesajları beni mutlu ediyor. Arada bir, başka bakış açısıyla okuyanlarda çıkıyor. Olacak okadar deyip onları da idare ediyorum. Ben insanlara bir bilgi niğmeti sundum. Tek amacım onlara faydalı olmak. Takdir eden de çıkar, eleştiren de. Herkese sevgiler, saygılar. “
Çok karşılaştığım benzer olayların biri ile konuya başlıyorum. Kardeşim müzisyendir. Gazinolarda org çalar. Batı Müziği enstrümanlarından oluşan orkestra gurubu var. Bir gün gazino müşterilerinden biri, Türk Müziği okumak için sahneye çıkar. Orkestraya ” Falanca şarkıyı yerinde bir ses ten okuyacağım ” der . Kardeşim “Ne yerinde’si, ne bir ses’i, sen okuyacağın sesi söyle, biz o sesten çalalım” diye cevap verir. Aralarında ufak bir tartışma çıkar. Türk Müziği okuyucusu kendi ses tonunun batı saz akorduyla hangi sese denk geldiğini bilmiyor; batı enstrümanı çalanlar da Türk Müziği terimlerini bilmiyor. Bu konuyu bildiğim kadar detaylıca açıklamaya çalışacağım. Not: Bu konu bir ara tekrar açıldı ve bu şahıs müzik öğretmeni olduğunu da söylemiş…
Bilgisizlik hakkında bir örnek daha ilave etmek istiyorum.
Sene 1982… kardeşim, ” Gazinoya Türk Müziği sanatçısı gelecek, kendine gurup kur ” dedi. Adana’dan saz getirdim. Sanatçı 3-4 gün kapris yaptı ” Çalamıyorlar ” dedi. Mersin’den başka gurup getirdim. Yine 3-4 gün kapris ” Ben orkestra ile okuyacağım ” dedi, tamam dedik sazları gönderdik. Batı müziği orkestrası ile sahnedeyiz. Karşılama müziği ile bay sanatçı sahneye çıktı. Orkestraya dönerek: “Nihavend okuyacağım, avuçlarımda hala sıcaklığın var ” dedi. Ben hemen kanun’un mandallarını Kürdilihicazkâr makamına ayarladım (düzdüm). Ara nağme müziği ile şarkıya girdik. Orkestradakiler şaşkın, bana dönerek ” Bu şarkı Nihavend mi? dediler. Ben de ” Kürdilihicazkar ” dedim. Birbirimize bakışarak epeyi gülüştük. Evet, bay kapris’i mahcup etmemek için hiç bahsetmedik. Kürdilihicazkâr’ı, Nihavend diye çaldık. Gördüğünüz gibi, yine bilgisizlik. Daha onlarca örnek sayabilirim. Bunlara sanatçı demek, gerçek sanatçılara haksızlık olur. Bir güzel örneği daha yazımın sonuna ekledim. Okuyabilirsiniz.
Önce şunu belirteyim: Batı Müziğinde “Yerinde ve 1, 4, 5 ses kavramı yoktur. Bu Türk müziği akort düzeniyle ve makamlarla ilgili bir kavramdır. Batı Müziği enstrümanı çalan müzisyenler bunları bilmezler. Onlara ” Yerinde şu şarkı, bir ses ten bu şarkı derseniz aranızda tartışma çıkar.
BİR, DÖRT VE BEŞ SESLERDEN ÇALMAYA NEDEN GEREK DUYULMUŞ ?
İnsan sesleri erkek, kadın ve çocuk sesleri olmak üzere üç kısma ayrılır. Erkek sesleri de kendi aralarında üçe ayrılır:
BAS: En kalın erkek sesi.
BARİTON: Orta ses.
TENOR: İnce ses
KADIN SESLERİ DE ÜÇ KISIMDIR:
KONTRALTO: En Kalın kadın sesi.
MEZZOSOPRANO: Orta ses.
SOPRANO: İnce ses
Buradan da anlaşılıyor ki; her insanın ses tonu aynı değildir. Kadının ve erkeğin, okuduğu şarkıyı zorlanmadan, Rahat bir şekilde söyleyebilmesi için sesine uygun tondan çalmak gerekir. İşte bu şekilde; Türk Müziğinde makam dizilerini, Batı Müziğinde majör-minör dizilerini değişik perdelerden icra etme olayına ” TRANSPOZE “, Türk Müziğinde ” GÖÇÜRME ” denir.
TÜRK MÜZİĞİNDE ” YERİNDE ” KAVRAMI NEDİR?
Herhangi bir Türk müziği enstrümanını (ud, keman, kanun vs.), akort ederken Batı Müziğinin sabit LA sesini veren diyapozon sesini ya da akort düdüğü, org veya piyano’nun ” LA ” sesini Türk Müziği enstrümanlarının ” RE ” sesine eşitleriz.
Buna göre:
Akort düdüğü Türk Müziği
A=LA eşittir RE
B=Sİ eşittir Mİ
C=DO eşittir FA
D=RE eşittir SOL
E=Mİ eşittir LA
F=FA eşittir Sİ bemol
G=SOL eşittir DO -sesi olur.
Türk Sanat Müziğinde göçürmelere daha da açıklık getirmek üzere hazırladığım bilgiyi aşağıda sunmaktayım.
Saygı ve sevgilerimle.
Değerli Arkadaşlar
Daha önce yolladığım yorumda, yazının formatı buraya kopyalanınca tamamen değişmiştir. Yanlışlığı önlemek bakımından yorumumun formatını değiştirerek takrar yolluyorum. Umnarım bu defa doğru olur.
Saygı ve sevgiler
TÜRK SANAT MÜZİĞİNDE GÖÇÜRMELER:
Batı Müziğinde Her enstrüman gurubu veya insan sesi için ayrı tonlarda ve ayrı anahtarlarla (Sol, Fa ve Do anahtarları gibi) nota yazılabildiği halde Türk Sanat müziğinde nota tek tip olarak Sol anahtarı ile yazılmaktadır. Bu yazılımda perdelerin (Notaların) frekansları batı müziği frekanslarıyla aynıdır. TSM de bu şekilde yazılmış nota ile her tür insan sesine göre icra yapmak gerekir. Bu icralar ezgiyi ayrı perdelere göçürme şeklinde yapılır. Aksi takdirde enstrümanı her solistin sesine göre yeniden akort etmek gerekir ki bu pratik bir yöntem değildir. TSM sazlarının akordu Batı müziği esaslarına göre düzenlenmiş olan notada görülen frekansların aynidir.
Osmanlı’da, doğaldır ki ilk ses sanatçıları hep erkekti. Ayrıca mikrofon da bulunmadığı için sanatçılar seslerini yükseltmek zorunda idiler. Bunu sağlamak için de genelde tize çıkarak icra yapmaları gerekmekte idi. Dolayısıyla erkeklerin Batı müziğindeki Sol anahtarıyla yazılmış notanın ayni frekansla yani çok pes seslerle icra yapmaları çok zordu. Bu nedenlerden dolayı, TSM de, Batı müziğindeki frekanslardan daha tiz olmak üzere icra yapmak gerekmekteydi. Bunun için “Yerinden” adı verilen bir göçürme uygulanmaktaydı. Bu göçürmede notadaki Do yerine La basılmakta, yani notada görülenin 5 nota tizi icra edilmekteydi. Böylece tiz erkek seslerine uygun ahenk elde edilmişti.
Ancak daha sonra kadın ses sanatçıları da devreye girince, kadınlar bu tiz ahenkle okumakta zorluk çektiler. Erkek sesleri ile kadın seslerinin birlikteliğini sağlamak bakımından ortayı bulmak üzere pes ahenklere göçürmeler yapmak gerekmiştir. Bu göçürmelerle kadınlar ve erkekleri birlikte ve ayrı ayrı rahat icra yapabilmeleri sağlanmıştır.
Çoğu yerde Türk Sanat Müziğinde yukarıda açıklanan göçürmeyi sanatçının kendi kafasından yaptığı veya çalınacak sese göre sazın akort edilmesi gerektiği yazılmakta ve söylenmektedir. Ve genelde çoğu yayınlarda göçürme “Yerinden” ahenginden başlayarak açıklanmaktadır. Ancak konunun burada Batı müziği nota frekanslarından başlamak üzere açıklanmasından sonra Yerinden’den başlayarak detaylandırmak daha uygun olacaktır.
TSM de 24 ayrı göçürme ahengi vardır. Bu ahenklerin her birinin karşılığı olan belli ölçüler ve ses ahengi içeren bir Ney vardır.
Ancak: Yaygın olarak kullanılan Göçürmeler aşağıda Ney karşılıkları ile birlikte verilmiştir. (Tizden pese doğru)
Yerinden, (Bolahenk Neyi karşılığı) (Batı müziği nota frekansından 5 nota tiz)
Bir Ses, (Sipürde Neyi karşılığı) Batı müziği nota frekansından 4 nota tiz)
Dört Ses, (Kız neyi karşılığı) (Batı müziği nota frekansından 1 nota tiz)
Beş Ses, (Mansur Neyi Karşılığı) (Batı müziği nota frekansının aynısı)
Görülmektedir ki Osmanlı döneminde, mikrofonsuz erkek sesine uyabilmek için Batı müziğindeki Do, 5 nota daha Tiz olmak üzere La olarak icra edilmiştir. Buna da “Yerinden” adı verilmiştir. Daha sonra TSM de Göçürmeler Yerinden’e göre adlandırılmıştır.
Bu göçürmeler, “Yerinden” ahengi esas alınarak kısaca aşağıdaki gibidir.
Yerinden : Batı müziği frekanslarından 5 nota tiz.
Bir Ses ; Yerinden’den 1 nota Pes (Batı müziği frekanslarından 4 nota tiz)
Dört Ses; Yerinden’den 4 nota Pes (Batı müziği frekanslarından 1 nota tiz)
Beş Ses : Yerinden’den 5 nota Pes (Batı müziği frekanslarının aynısı)
Bir Adlandırma önerisi:
Yukarıda açıklananların ışığında Yerinden’e göre adlandırılan TSM göçürmelerini tizden pese doğru:
Yerinden
1 Pes
4 Pes ve
5 Pes
olarak adlandırmak gerektiğine inanıyorum.
BUMİN İSİMLİ YORUMCUNUN YAZISINI ÇOK FAYDALI BULDUĞUM İÇİN YAZIMA EKLİYORUM. KENDİSİNE TEŞEKKÜRLER…
Not: Kendisi Avustralya’da büyüdüğü için aksanı biraz farklı idi. Ben bazı harfleri Türkçeye çevirebildiğim kadarını çevirdim. Eksiklikleri hoş görün…
Verdiğiniz detaylı bilgi için teşekkür ederim. Ben Avustralya’da büyümüş bir Çeşitli müzik aletlerinde Türk ve Batı müzikleri icra ederim, Sanatçıyım, sanatçı olmam neden, bunlar bir sanat dalıdır, kendi müziklerimi, şarkı türkülerimi de yazarım. Hem batı Müziği’nde yabancı öğretmenlerden, hemde Türk musikisinde Türk öğretmenlerden öğrendim. Konservatuvar mezunuyum, orası fark etmez. Bilen bilir. Bu kadar karşı çıkış ve farkı görüşleri kendi hayatımda uyguluyorum yer yer, istisnalar Kaideyi bozmuyor benim için. Başka şeyler denemek her zaman yeni şeyler öğrenmemize yol açıyor ve bunu çoğu müzisyenler yapıyor. Verilen bilgi gayet aydınlatıcı, kafa karışıklığı neden?, anlamadım. Tamam bazen batı Müziği’nden Türk Müziği’ne geçerken, ben nerdeydim deyip yeniden konsantre yapıyorum, bir anlık mesele. ESKİDEN BİR FRANSIZ KRALİYETİNİN KOYDUĞU BIR SİSTEM VARDI, SESİN NERESİNDEN BAŞLARSAN BAŞLA, ORASI DO, BUNU BIRAKTILAR TABİİ, KRAL İÇİN DO, İCRACILAR İÇİN DEĞİL. ESKİ ÇİN’DE HER SENE LA SESİNİN FREKANSINI YA Mİ LA SESİNİ İMPARATOR BELİRLERDİ, DÜPEDÜZ HANGİ SES HOŞUNA GİDİYORSA O LA OLUYORDU, İCRACILAR İÇİN DEĞİLDİ, ZORLUK ÇIKARTIYOR BİR KİŞİNİN KEYFİ. ŞU ELEKTRONİK AKORT ALETİNİ TÜRKLER İCAT EDİP SESLERİ TÜRKİYE YE GÖRE DÜZENLESELERDİ, ŞİMDİ ALETLERİN TINLATTIĞI SES O SES OLARAK GÖSTERİRDİ, NEREDEN BİLİYORSUNUZ AKORT ALETİNDE LA OLARAK GÖSTERİLEN FREKANS VE SESİN LA OLDUĞUNU. FARZ EDİN ONU PROGRAMLAYIP DO YAPSAM LA DO OLURDU YOKSA DO LA MI FALAN KAFA KARIŞIYOR DEĞİL Mİ. Koma sesler gayet zorluk batı enstrümanlarında, başka ayarlar deniyoruz, komaları mikro sesleri yakalıya bilmek için. Ney icra ettiğimde sorun olmuyor, batı klarnetinde başka yerlerden Türk müziği icra ediyorum, zaten batı klarneti batıda bile, Sİ bemol dendiğinde alette o Sİ bemoli değil ama öyleymiş gibi diyorlar, orada kafaları çalışıyor, çoğunuzda karışıyor. Alete göre, batı orkestra klarneti Sİ bemol Do sesini Do sesi gösterir, bunun için enstrümanın adı göçürüm/ tıranspoze enstrümanı oluyor sabit az bir ses ayarı alanı olduğu halde, çeşitli kavallarda fulütlerde böyle batı Müziği’nde bile. Tamamen eski sesleri bırakmış değiller, benim yabancı arkadaşım rahmetlik oldu KİM SANDERS NETTE ARAYIN BULURSUNUZ, ayni okuldaydık Türk müziği öğreniminde, halbuki kendisi çok çalgılar beceren bir müzisyen olduğu halde. Türkiye konservatuvarında aldı soluğu Mey öğrenmek için, nefesi çalgılar ustasıydı, Ney’de son buldu bir ney eseri miras bıraktı, batı Müziği’ne olan katkısından dolayı çok tebrikler ödüller aldı, talebeler yetiştirdi ney’de. Piyasada Mansur ney neden çok tercih edilir, iki taraftada (kadın-erkek) uyum sağladığı için. Ben piyano hocamla, konser verirken bağlama ve o piyano eşlikli olacaktı, bana sormadı sesleri, çıkarttığım sesleri yakalıyamadı, bir kuru bağlamaynan, yabancılar aşka geldi, elimdeki bağlamayı öpmeye başladılar, hayır din falan düşünmeyin şekli çok güzelmiş güzel bir kadını aldırıyormuş. Aralarındaki yunanlılar hemen çaktılar ama, müzikten anlamıyorlar. Aleviy değilim olsam da fark etmez, bağlamayı öptüler derken, beni de öptüler. Esasen Türk Müziği’nde o kadar çok makam var ki, senelerin üstadları halen makam öğreniyor, referanssız hepsini aklında taşımak zor, ben şaşırıyorum, şaka söylemiyorum 500 ün üzerinde makam var Osmanlı’dan bu yana. İsteyenler kendi sesine çeker düzenler aletini onun için yerinde olur. Diktatörlük olmuyor müzikte çünkü sanat ve bunu yapanlar sanatçı. Sanatçının anlamı bu. Gök yüzünde yıldız falan değil. Çok bilmişlik değil katkı olsun, böylesine geniş bir bilgi paylaşımına ilk defa rastladım. Batılıların verdiği isimler olacağına neden Türkün verdiği olmasın. Dünyanın dönüş sesi aklımda kaldığınca batılılara göre ya C=DO, Ya B=Sİ, bu ses teoridir isim olarak gerçek ses hangi isimde esasını kimse bilmiyor. Çok biliyoruz bir şey bilmiyoruz. Eeee o zaman bir idim(isim) verelim. İşte bütün dava bu. Yeniden teşekkürler, tartışın, ne olsun diyede, burda herkesin anlaştığı kabullendiği zaten yapılmış, Batı’yı etkileyen en çok Mozart oldu bu Türk Müziği’nden alıntılarıylan. Onun için istisnalar Kaide’yi bozmamalı, yoksa çok karışır.
la sesini neden re sesine akortluyoruz.bilirsiniz ki ses grupları kendi aralarında da ayrılır.neden sadece 1,4,5 ses transpozeler var.transpoze lerde mesela la karalı hicaz bir şarkı ise “5 ses “diyerek kafa karışkanlığına gerek yok tur. mi kararlı dediğinizde bütün müzisyenler anlar.ayrıca notaların evrensel frekansları göz önünde bulundurularak,sol hicaz ,mi rast , fa uşşak kavramları yerleştirilmek suretiyle bütün makamların transpozesi sağlanabilir.yoksa söylem karmaşası devam eder gider..bağlama çalarken bir yabancı arkadaşıma do sesini neden la olarak kabul ettiğimi açıklayamamıştım..saygılar
Ercan Bey selamlar,yorumunuz için teşekkürler. Şu anda İstanbul’dayım Tarsus’a dönme hazırığı yapıyorum.İşlerim çok yoğun.Bu konu çok uzun ve hata kaldırmaz.Size en kısa zamanda çok detaylı bilgi vereceğim. Kafanızdaki soru ve karışıklıkların cevabını yazacağım. Saygılar.
Türk müziği sanatçısı mahçup oluyor bilgisizlikten de kardeşiniz ve orkestrası niye mahçup olmuyor yerinde bir ses dendiğinde sol kararlı çalması gerektiğini bilmediği için ???
Sayın Pınar Hanım, yorumunuz için teşekkürler. Önce şu sanatçı kelimesini ortadan kaldıralım. Çünkü sanatçı dediğiniz bilgili olur. Türk Müziği ve Batı Müziği tartışması tıpkı mezheb kavgası gibi yüzyıllardır sürer durur. Siz onları küçümsersiniz, onlar sizi.
Asıl olan bu: Karşı tarafa derdinizi anlatmak için onun anlayacağı lisanla anlatmanız lazım. Yerinden bir ses derseniz onlar bilmez. Onların sisteminde öyle bir uygulama yok. SOL Hicaz derseniz; Size göre mi SOL, onlara göre mi SOL. Yine durum karışır, anlaşamazsınız. Çünkü sizin SOL unuz onların RE sine karşılık gelir. Onun için ” Ben Hicaz okuyacağım ” derseniz onlar Hicaz’ın majör yada minör neye karşılık geliyorsa kendi sistemlerine göre sizin ses tonunuzdan çalarlar. Anlaşılmak için anlatmayı bilmeniz lazım.
Ben bilgi sahibi olunması için ses tonlarını detaylı bir şekilde anlattım. İsteyen bilgilenip bilinçli hareket edebilir. Bilgilenmek istemiyene tavsiyem, bilgili görünmek için ” Yerinde, bir ses ” gibi teknik terimlerle hitap edrseniz ortalık karışır. Size, ” Irak perdesinden Hüzzam, Hüseyniaşiran perdesinden Hicaz ” gibi teknik terimlerle hitab etsem kaç kişi anlar? Siz kendi müziğinizi bilmezken, Batı müzikçilerin bilmesini nasıl zorunlu tutarsınız? Doğru olan, karşınızdakine anlıyacağı dilden hitab etmek. Hicaz okuyacağım derseniz olay biter. Ben o örneği müzik kurumlarında 3-5 bilgi ile havalara girip kasılarak, bilenleri bile küçümseyenler için verdim. Bakın etrafınıza onlardan bir yığın görürsünüz. Saygılarımla.
Çözüm Önerisi: (Esasen öneri değil, bu bir zorunluktur):
Türk müziği çalgılarında akord yapılırken, telden çıkan sesi akord aleti ne gösteriyorsa, o tele o ismi vermek gerekir.
Diğer türlüsü hem ahlaki değil, hem de akla aykırı. Akort aleti A gösteriyorsa o sesin uluslararasında adı da La olur.
Lutfen diyorum, bu konuda eğitim veren hocalar ve müzik öğreticileri lutfen ama mutlaka lutfen, hangi sesten okuyorsanız notalarınızı o sesten okuyun ve okutun. Çalgılar içinde öyledir.
Bir Türk müziği icra edilen derneğe uğrayınız ve görünüz. Yürekler acısı uygulamalara bakıp çıldırırsınız. Mesela o gün hicaz makamında arkılar çalışılmaktaır. Ellerindeki notalara baktığınızda karar(bitiş) sesi La sesidir.Solfej yapılan bir çalışma ise notayı böyle okurlar. En sonda Hicaz eserlerde bitiş sesi La’dır. Ama bir piyanoda kontrol einiz (veya iğer Batı alelerinde kontrol edebilirsiniz. En basiti bir Blok flüt çalgısında a kontrol edilebilir). En son bitiş sesinin La değil de, Mi sesi olduğu görülür. Peki kardeşim; bitiş sesi Mi sesi ise, niçin hala o sesi La diye solfej yapıyorsunuz. Cevap şöyle mi olması lazım ? Biz de böyle (Yani Türk müziğinde). Bu tür cevaplar ne il, ne insaflı, ne de ahlakidir.
Siz hiç uyunuz mu Kanada Lâ’sı, Yunan Si’si.Amerika Fa’sı, İngiliz Sol’ü. OLmaz. Müzikte yazı evrenseldir.Eğer kendi müzik kültürünzde bu evrensel müzik yazı dili kafi gelmiyorsa, o seslere işaretler koyarak halledebilirsin. Zaten böyle de yapılmış.
Kısaca şöyle demek gerekiyor. Hangi nota tınlıyorsa, o sesin adı yazılıp söylenmelidir. Cafer ÜNAL
çok haklısınız bende bu anlam kargaşasına bir an önce son verilmesi gerektiğini düşünüyorum en azında bundan sonraki nesillere anlamlı bir müzik mirası bırakılmalı.saygılar
Cafer ünal çok güzel açıklamışsınız..Fakat zaten sorun tınlayan sese verilen isimden kaynaklanmıyor mu.? Tınlayan ses ne ise onu söyleyin diyorsunuz da “A” frekansının “LA” perdesine takamul ettiğini nerden biliyorsunuz.? Türk ler Akord cihazındaki “A ” frekansının “Re” perdesine takamul ettiğini söylüyor…Bırakın bizim vermiş olduğumuz isimler evrenselleşsin…
Türk müziği sevdalılarındaki batı müziği kompleksini anlamak imkansız. Bizim sol’umuz ve cahil kahpe batılıların sol’u kavgası yapanlara önce notaların etimolojik kökenini hatırlatmalı:
*Ut* queant laxīs
*re*sonāre fībrīs
*Mī*ra gestōrum
*fa*mulī tuōrum,
*Sol*ve pollūtī
*la*biī reātum,
*S*ancte *I*ōhannēs.
Benim farklı müzikleri yarıştırmak gibi bir derdim yok. Tanıdığım batılılarda da böyle bir takıntıya raslamadım.
Ancak…
Kendi dilinize başka dilden bir sözcüğü aldığınız zaman bunun anlam kaymasına uğratır sonra da asıl anlamı bu diye diretirseniz sizi kimse anlamaz, ciddiye de almaz.
Hem bunu yapıyoruz bir de üstüne cahil gavur diye gürültü koparıyoruz:
Farzedelim Ingilizceden kelimeleri paşa paşa almışsın:
sonra da tutmuş,
Book – masa
table – kitap
apple- sandalye
chair- elma diye (kökeni batılı olan sözcüklerden) yeni bir dil kurmuşsun bir de üstüne cahil gavur diye bağırmaya başlamışsın.
Book’a neden Kitap diyorsun diye kimse sana hesap sormaz. Ama This is a Book diye masayı gösterirsen, sadece gülüp geçerler.
Bu işin çaresi: Evrensel notasyonla derdin var ise kendi notanı kendin yap, ismini de kendin koy. Anlamak isteyen öğrensin. Evrensel bir dili anlam kaymasına uğratıp yerlileştirme yolunu seçersen herkes sana güler, o kadar…
NOTAYA ALINAN 30 BİN ADET TÜRK MÜZİĞİ ŞARKISINDA BATI ENSTÜRMANLARINDA LA OLARAK ÇIKAN SES PORTENİN ÜSTTEN 2. ÇİZGİSİ ÜZERİNDE YER ALMIŞ. BÜTÜN REPERTUARI LA ÜZERİNE YENİDEN YAZMAK LAZIM…BU DA ÇOK MÜMKÜN DEĞİL..
çok güzel anlatmışsında senin anlattığını tanburda uygulamaya kalk neden yapıldığını anlarsın
Sayın Ömer Bey, yorumunuz için teşekkürler. Sİ sesi uşşak, saba, karcığar, beyati gibi makamlarda 2 koma bemol basılır. Çünkü bunların hepsinde yerinde(LA)da uşşak dörtlüsü bulunur. Uşşak dörtlüsü olan makamlarda Sİ sesi 2 koma pes basılır. Rast makamında 1 koma bemol, hicaz makamında 4 koma bemol, nihavend ve kürdilihicazkar makamında 5 koma bemol basılır. Geniş bilgiyi http://telsanatlari.com adlı sitemin makamlar bölümünde bulabilirsin. Saygılar.
Tebrikler kardeim ilk defa mantıklı biri çıkıp isyanını koydu..! Yahu ben yeni nota öğrenmeye çalışıyorum her notanın beş ismi olursa nasıl öğrenirim kardeşim…Akort cihazı la diyorsa la olsa evrensel bir şekilde hani müziğin dili evrenseldirya neden uygylamıyoruz beyhude zaman ve yorucu şekilde müziğkten usandırıyoruz insanları…! Teşekkürler
Hicaz bir eser “la” ile biter, solfeji hangi karar sesi ile okunur ile okunsun “la” da bitecek şekilde solfej yapılır. Diğer türlü çok saçma olur. Ben eseri la değilde si den okuyacaksam solfej çalışırken niye si ye köçürmeye uğraşıyım ki kolay mı bunu yapmak. Gerek ses icrasında gerek enstruman çalımında kafa karıştırmaktan başka birşey değildir. Batılı müzisyenlerin kafası çalışmadığı için tek tek nota isimlerini transponz yapar aralık denen ilimden haberleri yok zaten. Her nota 2 eşit parçaya bölmüşler koma fakirleri.
hicazda “la si do# re mi” notasını
mi ye göçürürken “mi fa sol# la si” diye çalarız
ama yine “la si do# re mi” diye okuruz. Bu çok büyük kolaylık getirir.
Solfej’de o notanın adı söylenir ve de o notaya ait sesle seslendirilir.
Eğer, bir notanın ezgisi transpoze edilirse, artık notalar değişmiş olur. Nağme aynıdır, ama ezgiye ait notalar transpoze edildiğinde artık o değişiklikteki notalarla solfej edilir ve de çalgılar ona göre çalmaları gerekir. Bizim Türk müziğinde yapageldiğimiz gibi değildir hakikat. Esasen bu, müziğimizin bir noksanı değildir, tamamen uygulamada gelenekselleşmiş bir anlayıştır.
Ne demek, La sesine Re demek. Niçin? İzahı yok ki, La’da iki harf, Re’de iki harf. La’ya, La demekle olay bitecek.
Keman, ud, kanun vd. öğrenmeye başlayanlar bu yaptığımızı bilsinler hiç olmazsa… seslerin gerçek adını değiştirdiğimizi bilsinler.
Bir de Gökhan kardeşimizin ifadeleri çok itham edici. Batı akordunda sazını icra eden ve de notaları bu akorda göre okuyan müzisyenler bu meseleleri bilmezlermiş !Niye bilsinler ki, adamlar kendi müziklerinde her şeyi çözüp halletmişler. O müzisyenlerin önüne nota koyup da; bak kardeşim-”bu notada ‘La-si-do-re’ yazara ama, onlar göründüğü gibi değillerdir…denir mi? Yani, böyle mi demek lazım? Cafer Ünal.Selamlarımla
Aynen size katiliyorum. Benim beraber yasadigim arkadasım kilise müzisyeni ve kilise orgunda bir dahidir. Transpizosyan yapar ve besteler. Önüne koydugum her Türk müzigi parçasinin notalarini aynisini calar ve ezgi tipatip ortaya cikar, ki ne türk müziginin makamindan ne de yerinden sesten anlar. Ama notalari olunca bir parcanin aynisini kusursuz calar. Bende kendi halimce Türk müzigi okuyorum. Türk müzigi kavrami hakkinda genis bir bilgim yok ama hangi eserin hangi tondan calinacagini kulagimla cok iyi buluyorum ve o parcayi hangi tondan söylecegimi de biliyorum. Bence her kisi eserin ruhunu anlamalidir. Her eser dogru tonda calininca ve söylenince gercek ruhunu ortaya koyar. Buna da kulak ve hassasiyet lazim. Saygilar. Deniz.
Gökhan Bey size tamamen katılıyorum…Türk Müziği koma sistemi ile ifade edildiği için,notayı yerinden okuyup icrayı transpoze yapmak en mantıklı yoldur.Yani uşşak makamındaki bir eserde sol-la-la yazıyorken icrâ do-re-re olmalı yada re-mi-mi de olabilmeli. Yani göz notayı yerinden okurken,ses transpoze edilerek işittirilmeli.Böylece nota okuma ile transpoze icra eşleştirilmiş olur.Bu bir kolaylıktır ve de doğru bir uygulamadır.Diğer şekil notaların yerini yazıda değiştirerek icrâ etmek uzun bir yol, hem de pratik değildir.Yani notada la görüp mi çalmak daha pratik bir uygulamadır.Bugün TRT ve diğer kurumlardaki sanatçılar da transpozisyonda bu uygulamayı yapmaktadırlar.Aksi taktirde notaların yerini değiştirirsek nota yazma sıkıntısı ortaya çıkacak bir o kadar da okuma sıkıntısı ortaya çıkacak,Bakiyye-koma-küçük mücennep -büyük mücennep vs aralıkları yeniden hesaplanacak ve her bir aralık için yeni arıza işaretleri eklenecek ve bunlar ilk bakışta hangi makama geçki yapıldığı fikrini de ortaya koyamayacak ,göz alışkanlığı bozulacak,eserin deşifresi de zorlaşacaktır.Türk müziği makamsal olduğu için çok da geçki içerir( modülasyon ).Sevgi ve saygılarımla …
Mustafa Coşkun Besteci (0532 331 7961)
Hicaz bir eser “la” ile biter, solfeji hangi karar sesi ile okunur ile okunsun “la” da bitecek şekilde solfej yapılır. Diğer türlü çok saçma olur. Ben eseri la değilde si den okuyacaksam solfej çalışırken niye si ye köçürmeye uğraşıyım ki kolay mı bunu yapmak. Gerek ses icrasında gerek enstruman çalımında kafa karıştırmaktan başka birşey değildir. Batılı müzisyenlerin kafası çalışmadığı için tek tek nota isimlerini transponz yapar aralık denen ilimden haberleri yok zaten. Her nota 2 eşit parçaya bölmüşler koma fakirleri.
hicazda “la si do# re mi” notasını
mi ye göçürürken “mi fa sol# la si” diye çalarız
ama yine “la si do# re mi” diye okuruz. Bu çok büyük kolaylık getirir.
Türk müziğinde çalgı icracıları zaten bir müzik yazısını zihinden alışarak tranzspoze ediyorlar. Ama, henüz yeni müzik eğitimi almakta olan minnacık yavrularımıza notaların transpozesini nasıl anlatacağız.
-Mesela, bu La sesidir ama, sen bunu Mi gibi düşün” demek…Müzisyen insanlar için elbette problem yok. “Ancak, henüz zihinden işlem yapacak birikimi ve buna dair uygulaması yok ki o çağ çocuklarının. 15 milyan civarında ilk ve orta öğretimde müzik dersi almakta olan çocukları kastediyorum.
(Eğer sadece Türk müziği cemiyetlerinde vs çalacaksa, bu konulara değinmeye gerek de yok zaten) Cafer (8 ocak 2012).Hepinize selamlar…
Rahmetli Çinuçen Hoca’nın Türk müziği ile ilgili kısımlarını yazdığı ve 3 ayrı yazar tarafından hazırlanıp bütün ülkede uzun seneler okutulmuş olan “Orta Okul Müzik 1-2-3″ kitabında Türk müziği ile ilgili eserlerin notaları, o müzik dersini almakta olan öğrencilerin seslendirebilecekleri ses bölgesinde yazılmışlardır. Bilgilerinize hatırlatmak istedim. Bu siteye saygılarımla.
Cafer Ünal
iSTANBUL Fatih’te ikamet eden bir aile dostumuzun 3 kızından; birisi “keman, diğerisi “Kanun”, bir diğerisi de “yan flüt ” öğrenmekteler. Zaman zaman evlerine misafir olduğumuzda hepi birlikte müzik yapma teklifinde bulunurlar. Fazla zor olmayan bir ezginin notasını çalmal istediklerinde, Kanun ve keman notayı birlikte aynı sesten çalalarlar, fakat aynı notalar yan flütten farklı sesler olarak işitilir. Ben ise, bunları herkese göre tranzpoze ederim, aynı notayı ancak birlikte çalabilme noktasına gelirler. Çocuklar, buna çok şaşırırlar. Peki, ben olmadığımda durum ne olacak…Selamlar.
Sayın Cafer Ünal,
Bahsettiğiniz gençlerin, müzik eğitimine yeni başladıkları anlaşılıyor. Henüz müzik bilgisinden habersizler. Uyguladığınız her şeye şaşırırlar.
Birincisi: Kanunla keman sesleri uyuştuğuna göre, kemanın Bolahenk akord düzeniyle çalındığını gösteriyor. Eğer keman Batı usulü akord düzeni ile çalınmış olsaydı, bu sefer kemanla yan flüt’ün sesleri uyuşacaktı. Kanun sesi uyuşmayacaktı.
İkincisi:Sanırım diğer nefesli sazlar(ney.flüt kaval)gibi yan flüt te de transpoze olayı yok. Bu durumda kanunla kemanın transpoze yaparak, yan flüt ün sesine uymaları lazım. Yan flütün sesleri evrensel seslerdir. Yani yanflüt LA kararlı çalıyorsa, kanun ve keman RE kararlı çalarlarsa sesler uyuşur.
Sonuç:Tek çare gençlerin transpoze olayını öğrenip kavramalarıdır. Birde müzik bilgilerini arttırmaları gerekir.Kanun LA çalarken yanflüt hangi sesi çalacak. Yan flüt RE çalarken Kemanla kanun hangi sesi çalacak.Bunları blogumda çok detaylı anlatmışım. Kanun akordu ve keman akort düzenlerini web sitemde “http://telsanatlari.com” detaylı anlatmışım yararlansınlar anlayamadıkları yeri bana sorsunlar. Transpoze konusunu işlemeyi düşünüyorum bakalım kısmet ne zaman.Saygılarımla.
Kaval ve NEY’ de çözüm bulunmuş.Yan flüt gibi değil.ayrıca yan flüt pahalı bir enstrüman.Fraklı karar sesinde en az beş,altı tane olması gerekir.Biz ,NEY ve KAVAL ‘ı bir çanta dolusu taşıyoruz yanımız da.Transpoze durumunda hemen değiştiriyoruz.Bir Flüt fiyatına on iki tane kaval veya Ney almak mümkün.Sohbet güzel,bir çok konuda istifade ediyoruz. Çok teşekkürler
SAYIN CAFER ÜNAL’IN YORUMUNA CEVAP
Sayın Cafer Ünal güzel konulara değinip,bana yazmam için ilham kaynağı oluyor.Beni “Acaba hangi konu hakkında yazsam” Düşüncesinden kurtarıyor.O’na teşekkür ediyorum.Transpoze müzikte çok önemlı bir konudur.Buna Türk Müziğinde “Şed” yani “Göçürme” denilir.
Kısa açıklaması:Bir makam yada Batı müziğinde Major-Minör dizilerinin değişik kararlı ses tonlarından çalmaya,yani dizinin ses aralıkları aynı kalmak şartıyla, başka ses tonlarına göçürülmesine denir.
Anlaşılır bir örnek:SOL kararlı Nihavend makamı arıza olarak Sİ bemol-Mİ bemol alır.Dizi şu şekildedir:SOL-LA-Sİbemol-DO-RE-Mİbemol-FA-SOL-….Bu dizi LA perdesine LA-Sİ-DO-RE-Mİ-FA-#SOL-LA-….olarak transpoz(göçürme)yaparsak Sİ ve Mİ bemoller naturel olur,SOL sesi diyez alır(bu geçici diyezdir her zaman almayabilir) Bu Türk Müziğinde Buselik makamı,Batı Müziğinde LA minör dizisidir. Ses aralıklarının koma hesabına girmiyorum.Bu konuyu ilerde detaylı olarak anlatacağım.
Transpoze konusu ileri müzik bilgisi gerektirdiği için,enstruman metodu yada öğretici müzik kitabı yazan hocalar şarkı notalarını öğrencinin seviyesine göre arıza almayan yada az arıza alan bir tona transpoze ederek yazarlar.(yukarıda Nihavendi LA ya göçürdüğümüz gibi)
Cafer Bey’in yorumunda belirttiği Hocalar da ders kitaplarında öyle yapmışlardır.Amaç, acemi öğrenciye müzik dersini kolaylaştırmak.Zaten okul biter transpoze dersine sıra gelmez;hatta bu konudan hiç bahsedilmez.
Biz de o sıralardan geçtik,hiç öyle bir şey görmedik.Biraz nota, birkaç basit şarkıyla okul biter.Bilgi sıfır.
Bu tarafta durum böyle,bir de işin genel tarafı var.Müzik piyasa sektöründe notalar genellikle yerinde tabir edilen tonlarda basılır,her seviyeye aynı şkilde hitap edilir.Transpoze olayı bu notalar baz alınarak zihinden yapılır.
Alternatif olarak notanın başına SOL anahtarı yerine FA yada DO anahtarı koyup o şekilde transpoze etmek yıllarca eğitim gerektirir. Buna da kimse yanaşmaz.Bu zorluk insanı müzikten soğutur.Öte yandan şarkı notalarını herkesin ses tonuna göre ayrı ayrı yazıp yayınlamak çok büyük karmaşaya neden olur.Erkek solist çıkar “Bu şarkının benim sesime göre yazılmış notasını getirin” Bayan solist çıkar “Bana özel nota getirin” Koro çalışmasında “Koroya uygun nota getirin” Çok büyük zorluk.
Bu karmaşayı önlemek için standart tonda notalar basılıyor,transpoze işi müzisyenin bilgisine bırakılıyor.Sistem bu,düzen bu.Ufak tefek farklılıklar,kolaylıklar kafaları karıştırmasın.Kolaylaştırın,sevdirin.Zorlaştırıp insanları müzikten soğutmayın.Saygılarımla…
Selamlar. Bugün 25 mart 2012. İlköğretim 7 sınıf öğrencisi bir kızımız (İsmi Dila).Aile dostumuzun evladı. Benden kemanda Türk müziği icrasının nasıl olduğunu öğrenmeye geliyor bir kaç zamandır. Türk müziğinde “yerinde” olan uygulamayı anlattım. Anlatamadım, ya da anlayamadı. Ve biraz daha uğraştım.Uzun yıllar kerman dersi almış. Öğrendiği akort evrensel akort. ne yaptıysam (üstelik kemanda en kalın sesi veren teldeki bilgileri olduğu gibi III. tele taşımak gibi hiç te zor olmayan bir teklifim) yine tıkandı. Ama ‘neden ki ?’ sorusunu bakışlarıyla sürekli sordu.’yerinden icra’yı bir türlü anlatamadım. Ve ben de örnek ezgimizi evrensel akorttan yazdım, problem çözüldü. Çünkü esas işi ve de öğrenciliği müzik alanı değil. Peki, sonrası nolacak? Kim ona bütün ezgileri transpoze yazacak. Mümkün değil. Durum bu. Batı akorduyla şıkır şıkır çalıyor. (Ne bilsin ki, notanın Batısı-Doğusu mu olur?
Eğer farklı bir ısrara girseydim, belki de ya kemanı bırakacaktı, ya da beni…).
Selam ve saygılarımla. C.Ünal
LA kararlı bir eser Re okunuyorsa neden Notayı ona göre yazmıyoruz Mahsuru nedir ? Göçürmek ti,Yerinde okumak tı gibi uydurmalar yapmaktansa daha ,iyi değilmi ?Türk müziğin de Nota başka ses te Akortlar başka ses te, ne zaman bir sıtandarta kavuşacak .Birde şu RAST, DÜGÂH,SEGÂH,ÇARGÂH,NEVA , (vs) bir sürü daha anlamakta zorluk öçekilen isimlendirmeler.Çok mu zorunlu sadeleşemezmi ?
Bu mevzuları Cafer Ünalın Yorumuna cevap ve “Türk ve Batı Müziği tartışması” Sayfamda detaylı olarak açıkladım.Diger yazılarımda da açıklamalar bulabilirsiniz.Perde isimleriyle ilgili kısa bir açıklama yapayım.Batı Müziğinde nota isimleri DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ olarak adlandırılır.Seslerin oktavlarıda aynı isimlerle adlandırılır.Türk Müziğinde her oktavdaki nota kendine özel isimle adlandırılır.Mesela:Kalın SOL sesi Kaba Rast,bir oktav sonraki SOL sesi Rast perdesi,iki oktav sonraki SOL Gerdaniye perdesi olarak isimlendirilir.Bu o perdelerin özel adıdır.Üçü de SOL sesidir.Siz isterseniz üçüne SOL diyebilirsiniz.Bilginiz ilerledikçe Rast,Neva,Çargah perdesi denmesinin daha mantıklı olduğunu anlarsınız.Saygılar.Blog umu “http://blog.telsanatlari.com” adresine taşıdım.Bilgilerinize sunarım.
Çok faydalı oldu,ilginize teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.Takıldığınız konular olursa bana yazın,cevaplarım.
Bende 4 yildir Keman ögreniyorum, KEMAN AKORDUNU DO SOL RE LA OLARAK ÖGRENIYORDUK sonra SOL RE LA RE yani (DO SOL RE SOL) OLARAK DENEDIM SANKI BIRAZ DAHA KOLAY GELDI ACABA DOGRUMU YAPIYORUM DIYE ENDISEYE DÜSTÜM ASLI NEYSE ÖYLEMI ÖGRENSEM DIYE KARARSIZLIGA GIRDIM BU KONUDA siz AGABELERIMDEN YARDIM bekliyorum TESEKKKÜRLER.
Sayın Azize hanım, yorumunuz için teşekkürler. http://telsanatlari.com adlı sitemde keman akord ve perde düzenlerini genişçe anlatmışım. ” DO-SOL-RE-LA “(Alafranga) düzeni bence en güzel düzen. Bu düzende ses alanı daha geniştir. Yine bu düzende serçe parmağı da kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Diğer ” RE-SOL-RE-SOL ” (Alaturka) düzende serçe parmaga gerek kalmadığı için size kolay gelmiş olabilir. Zorlar çalışıldıkça kolay olur. ” DO-SOL-RE-SOL ” diye çaldığınız düzenin aslı ” RE-SOL-RE-SOL ” dur. Yani dörtlü- beşli düzen. Bu düzende üst telde DO sesine ihtiyaç duyulduğu için RE yi DO yapıyorlar.Yani melez akord yapıyorlar. Diğer Beşli-beşli düzende bu sorun yoktur. DO-SOL-RE-LA düzeni daha kullanışlı,daha zenğindir.Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Deger verip acikladiginiz icin cok Tesekkür ederim sözlerinizde cok haklisiniz bu konuyu internetten cok arastirdim Turay dinleyen Nedim Nalbantoglu haricinde Türk müzigiyle ugrasan Keman icracilarinin hemen tümü Murat Sakaryali Baki Kemanci gibi isim yapmis Kemancilar bile Akortlarini sizin tabirinizle 4 lü sistemde yani DO-SOL- RE-SOL olarak yapiyorlar bende merak ettigim icin arastirdim la teli türk müziginde cok cig geldiginden dolayi diye yanitlar aldim inanin kafam karmakarisik oldu tekrar tsk ederim ..
Kafanızın karışmasına hiç gerek yok. Herkesin kendine göre bir sitili var. Hangi akord çeşidi size hoş geliyorsa o çeşit çalın. 4 lü 5 li düzende alttan ikinci RE telindeki FA sesinden sonra alt SOL sesine inilir. 5 li 5 li düzende RE telindeki SOL sesinden sonra alt tel LA sesine inilir. Bu durumda ses alanınız bir perde genişler. Diğerinde bir perde daralır. Gönlünüz hangisinden hoşlanırsa o düzenle çalın.
Gerçekten çok mu imkânsız bunları düzeltmek.Biz şimdi Batıya göre (C) Do sesini (A)La okuyoruz ama , yazılı notayı okurken Nota’ya yazıldığı gibi okumak zorundayız. Bir “NEY ustasından NEY almak istedim, Usta sormaya başladı ;Bolâhenk Nısfiye mi .Sipürde Aana ahenk mi,Müstahsen mi,Kız mansıur mabeyni mi diye saymaya başlayınca ,Eyvah dedim hiç bir şey öğrenmeden ne diye gelmişim buraya. “Şey .. Usta dedim: ben dört çeşit Ney Almak istiyorum; Si karar, Mi karar,Do karar,Fa karar. Usta bana baktı gülümsedi :-Daha çok yenisin herhalde NEY’lerin boyutları nı bile bilmiyorsun…. Vallahi böyle devam ederse dokuz yılda ezberleriz.
Selamlar
İlk konudaki Türk Müziği sanatçısı olgun davranarak icracı müzisyenlerin bilgisizliğinden kendisi utanmış Bravo ona..Batı kaynaklı eğitim gören müzisyenler ne yazık ki Türk Müziğini sevmezler bunun nedeni T.M deki makamsal dizinlerdir ve batı müziği aletlerinde makamlarda bulunan arızalar yoktur bende Batı eğitimi almış bir müzisyen olarak Türk müziği icrası zor olan bir müziği olarak adlandırmaktayım ancak Mahmut bey gibi yorum yapamamaktayım zira müzik aşılamayacak bir deryadır Müziği biklmiyorsan o sahneden ineceksin hatta bu konuda yorumda bile bulunmayacaksın bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır.Yerinde bir sesi bilmeyen saz sanatçıları bu Ülkede sahnede yer alıyorlar ise diyebilecek bir söz bulamamaktayım..Bana istediğiniz cevabı verebilirsiniz alınıp gücenmem zira müziği biliyorum demek en büyük yanlışlıktır koca bir deryada bir damlayız sadece……..
Tüm yazılanları satır satır okudum.Hem beğendim hem faydalandım.Allah ilminizi artırsın bizlere de ışık saçmaya devam etmeniz için sağlık ve afiyetler versin.
Sayın Zeki Bey, güzel temennileriniz için teşekkür ederim. Sizlerin yazılarımdan faydalandığını duymak beni mutlu ediyor. Aynı zamanda yazma şevkımi de artırıyor. Müzik konularını genellikle ” http://telsanatlari.com ” sitemde işliyorum. Takip edebilirsiniz. Şu anda makam dizileri konusunu çalışıyorum, tamamlayınca yayınlıyacağım.
Türk müziğinde bu kadar çok çeşitli anlatım ifadeleri gerçekten kafayı yormak ta.
Nota isimlendirmelerinde bile, 7 nota aynı isimlerle (bas ve tiz ) olarak belirtilirken , biz de isimleri farklı , farklı . Makamlarda da aynı durum var.”Göçürüldüğü zaman ayrı seslerden oluştuğu için haliyle ismide değişiyor. Acaba biraz daha sadeleşemez mi bu ” terim kalabalıklığı ?
Sayın Zekeriya Bey, güzel bir konuya değindiniz. Teknik terim kalabalığını azaltmak bizim elimizde değil; yalnız bize lazım olacak kadar teknik terim ezberlersek bize yeterli. Mesela, sitemde bize lazım olacak nota isimlerini bir araya toplayarak açıkladım. Onları ezberlerseniz size yeterli. Saygılar.
ben bir,beş ve yerinde çalışların (ut çalmada) izahlarını iyi anlıyamadım.BU GÖÇÜRME DİYE TANIMLARINIZI DAHA BASİT ŞEKİLDE NASIL UYGULANIŞINI ANLATMANIZI RİCA EDİYORUM.
Sayın Fikriye…,yorumunuz için teşekkürler. Göçürme (Transpoze) konusunu ” http://telsanatlari.com ” adlı sitemde özet olarak anlatmaya çalıştım. Bilgi alabilirsiniz. Konuyu biraz basitleştirerek bir örnek vereyim: Orijinal akortlu ud’da (Bu akord, Yerinde akord düzenidir.) Bu düzene göre Hicaz Makamının Karar sesi LA(Dügâh) perdesidir. Buna göre Hicaz dizisi şu sesleri alır. LA-Sİbakiye bemol-#DO bakiye diyez-RE-Mİ-#FA bakiye diyez-SOL-LA….Bu diziyi ” BİR SES ” pesten çalarsak, Karar sesimiz SOL olur. Bu sese göre dizimiz şu sesleri alır: SOL-LA bakiye bemol-Sİ koma bemol-DO-RE-Mİ koma bemol-FA-SOL… LA kararlı çalarken FA perdesinin naturel olduğu durumlarda, SOL kararlı da Mİ perdesi bakiyye bemol alır. Bu ton erkek Hicaz ses tonudur. Diğer tonları da aynı şekilde örneklerine bakarak uygulayabilirsiniz. Saygılar
Çok faydalandım.Teşekkür ederim.Bağlama çalmaktayım.Merak ettiğim;Bağlamadaki si bemol,si bemol2 kaç koma olduğudur?
Sayın Hüseyin Bey, yorumunuz için teşekkürler. Bağlamada genellikle tam sesleri ikiye bölmüşlerdir. Özel olarak daha fazla koma perdelerine bölünmüş perde düzeni yaptıranlar var. Ben ikiye bölünmüş tam sesleri anlatayım. Örnek olarak Mİ perdesini alalım. Mİb2 demek, Mİ perdesinin sol tarafından bir perde sola basarsın. Bu bemol’ün değeri 2 koma’dır. Uşşak, Hüseyni, Karcığar gibi makamlarda bu perde kullanılır. Mİb demek Mİ perdesinin sol tarafından 2 perde sola basacaksın demektir. Bu Mİ bemol’ün değeri 4-5 koma arasındadır. Hicaz, Kürdi, Muhayyerkürdi ve Nihavend makamlarında bu perdeye basarsın.
öncelıkle ıyı aksamlar dılıyorum.Yazılan butun yorumları,anlatılan butun bılgılerı hıc usenmeden okudum.Gercekten cok faydalı bılgıler ıcerıyor yazdıklarınız.Ben 6 yılı aşkın suredır batı muzıgının vazgecılmez ensturmanı olan gitarı calmaktayım ve muzıkle ılgılı hıc arastırma yapmadım tabı kı buda bı dezavantaj.sımdı sızın yazdıgınız bılgılerı ne kadar okursam okuyayım ıllakı ıcınden cıkamadıgım konular oluyor.Benım fıkrım; bu soyledıklerınızı tam anlamıyla kavrayabılmek ıcın ıllakı butun makamları calabılecegınız bır turk muzıgı ensturmanı calmayı ogrenmektır.Pekı sızce hangı ensturman daha faydalı olur sıze gore?
Saygılar
Sayın Sercan bey, yorumunuz için teşekkürler. Türk Müziğinin en çok rağbet edilen sazı ud dur. Mızraplı olduğu için size kolaylık sağlar. Bu sazda Akor’ları da uygulayabilirsiniz. İkinci tercihiniz keman olabilir. Saygılar.
4-5 yıldır si bemol klarnet çalmaya çalışıyorum.Bu yıl TSM müziği korosuna korist olarak başladım.Bazı arkadaşlarla eserleri melodilerini çalışalım dedik göçürmeyi yeterince yapamadığımdan hiç değilse aynı notalardan çalalım diye sol klarnet alıp öğreneyim dedim.Şimdide 4 sese göre çaldıklarını anladım.Boş yere uğraşmışım.Bu sistemin böyle gitmesi matbaaya yüz yıllar sonra geçmemiz mantığı ile aynı.Ortada enstrüman çalan adam yetişmez tabi.Bir avuç dışında Türkiyede müzisyenlik tarih boyunca belli kesimlerin eline mahkum olmuştur.la değilde re imiş.Sanki bu nota sistemini biz icad etmişiz.İcad etmemişiz ama hemen sulandırmışız.Anlatılanların hepsi hikaye.Müzik evrenseldir.Uydurmayla gitmez.Gitsede bir avuç insanla sınırlı kalır.THM bu işi hemen hemen çözmüş darısı TSM nin başına.
amatörce org ve keman çalıyorum verdiğiniz bilgiler,Beni bir hayli bilgilendirdi.Çok teşekkür ederim.Nota bilgileri çalışmalarına yeni başladım zaman zaman beni bilgilendirirseniz memnun olurum.MÜZİKLE İLGİLİ HER KONUDA .
değerli mahmut uslan müzik adına vermiş olduğunuz bilgi ve yardımlarınızdan dolayı çok teşekkür ediyor başarılarınızın devamını diliyorum benim size bir sorum olucak tabiki kusuruma bakmazsanız ben si sesinin makamlara göre uygulamda kaç koma arıza aldığını maalesefki bugüne kadar net olarak öğrenemedim bu konuda bana ve benim gibi müzik aşığı birine bunun net cevabını verebilirmisiniz saygılarımla örnek uşşak ta 4 koma segahta 2 koma hüzzamda 2 koma gibi
Sayın Ömer Bey, yorumunuz için teşekkürler. Sİ sesi: Uşşak, Beyati, Karcığar ve Hüseyni gibi makamlarda 2 koma bemol basılır. Çünkü bunların alt dizilerinde Uşşak dörtlüsü bulunur. Rast makamında 1 koma bemol, hicaz makamında 4 koma bemol, nihavend ve kürdilihicazkar makamında 5 koma bemol basılır.Geniş bilgiyi http://telsanatlari.com adlı sitemin makamlar bölümünde bulabilirsin. Saygılar.
Cok tesekkurler verdiginiz bilgiler icin. Brezilyada yasiyorum ve kanunum yanimda. Neyi nasil akord edecegimi bilmiyordum ve burda da kanunu akord edebilecek kimse yoktu . Sayenizde kendi kendime ogreniyorum. Tesekkurler.
slm lar ben hem batı hem musıkı ogrenmeye calısıyorum
bazıları zor desede yaptıgımı dusunuyorum ancak 4 ses de kafama takılan bır konu var arıza lı notlar da ne sekılde gocuruluyor mesela si bemol 4 ses olunce ne oluyor bır de pratık yapmak ısteyen arkadaslar varsa kı bende yenıyım ama sarkı calısmak ısterım sımdıden tesekkurler
Sayın Hande Hanım, http://telsanatlari.com adlı sitemde Türk Müziği Bilgileri bölümünde ” Türk Müziğinde Transpoze Nasıl Yapılır ” Yazısına tıklarsanız, açılan sayfada sorunuzun cevabını bulursunuz. Zaman buldukça yeni bilgiler ekliyorum, takip edin.
Çok tıraş etmeyin sayın yorumcular, adam tam doğruyu yazmış ne ise gerekeni yazmış. Bu işten ekmek yiyenlere örnek ve sağ olsun ki bilmiyenler için çok güzel bir ders Allah razı olsun. Kimsiniz bilmiyorum ama, hepsi doğru yazdıklarınızın. Bir programda çoban bir kemancıyla çalışıyordu. Adam bir şarkıya girecek kafasına göre keman yayını çekiyor. Ara bul o sesi makam belli değil, şarkı belli değil. Tıııııın diye bir keman sesi. Ben tıranspose yapmışım ses bende la ama adam nereye bastı meçhul, ara o sesi. Sonra çoban olursun, çünki adam çoban. Şarkının ne oldunu söylese zaten direk yerinden gireceğiz. İşte öyle, böyle çobanlar da var abi napalım kader işte.
Sayın Cafer Ünal’a cevap;
Piyanonun mi’sine la dememizin sebebi, bugün kullandığımız Arel-Ezgi sisteminden kaynaklanıyor.
Safiyuddin Urmevi, Abdülkadir Meragi gibi atalarımızın başlattığı müzikoloji çalışmalarını sonraları Hamparsum Limonciyan, Kantemir gibi insnalar devam ettirmiş, sonraları Rauf Yekta Bey, Arel ve Dr. Ezgi günümüze taşımış.
Bugün kullandığımız notasyonu ve değiştirme işaretlerini ortaya koyanlar da bu son saydığım kişilerdir.
İşin arkasındaki mantık şudur;
Buselik makamını ele alırsak, dügah, buselik, çargah, neva, hüseyni, acem, gerdaniye ve muhayyer perdelerinden oluşmaktadır. Bu aralıklara uyan dizi, batıda minör tona denk gelmektedir. Değiştirme işareti olmayan minör ton ise la minördür. Dolayısıyla buselik dizisini la minör tonundaki sesler ile belirtmek en mantıklısıdır.
Buraya kadar anladıysanız devam edeyim;
Biliyorsunuz, yüzyıllardır var olan bir sürü çalgımız var. Ney de bunlardan biridir ve fiziki yapısı değişmedikçe akordu sabittir. Ney türleri çeşit çeşittir. Neyin dügah perdesi, frekans olarak piyanonun mi notasına denk gelmektedir.
Dolayısı ile dügah perdemizi, portede la notası ile göstermek ve bunu piyanonun mi sesi ile seslendirmek icab etmektedir.
Sevgiler.
Selamlar yazılarınız gerçekten aydınlatıcı ve faydalı oldu böyle karışık gibi görünen konularda.
Şimdiye kadar halk müziği be batı müziğiyle hobi olarak uğraştım bağlama ve org çalmaktayım.
Bu aralar da TSM üzerine yoğunlaştım. Epey yol kat ettiğimi düşünüyorum ama aklımda tam olarak çözemediğim ve mantığını tam anlayamadığım koma meselesi var.
*Org çalarken koma ayarında -63 +63 gibi bir ayar yapmak gerekiyor. Bunu makamlara göre nasıl yapacağız. -50 olunca yarın sesin de yarısı manasına mı geliyor. Yani sole koma değerini -50 atarsak. Solü fa diyez ile solun tam arasındaki sese mi almış oluyoruz?
*Yine orgta diyelim ki komayı sole atadık.Şarkı arasında sol natural ve sol bemol de geçti ki nitekim böyle şarkılar var aynı zamanda onu da kullanabilir miyiz?
*Tsm çalarken komalı seslerin geçtiği akorlarda sus4 akorları basabileceğimi biliyorum. Bunun dışında bu sesleri tınlatmak için akor basarken söyleyebileceğiniz pratik bilgiler var mıdır?
*Yukarıdaki mesajlardan Koma değerleri ile ilgili mesajınızı okuduğumda si bemol için karciğar makamında 2 koma, uşşak makamında 1 koma olarak yazmışsınız? Bunu neye göre anlayabiliyoruz. Notasyona baktığımızda iki makamın şarkılarına ters bemol işareti bir koma olarak yazılı. Acaba tam olarak notasyona dökemiyor muyuz TSM parçalarını, o yüzden mi böyle.
*Parçaları hep aynı yerden örneğin la.dan çalsak, rast makamı için transpoze özelliğini kullanarak sol.e çeksek ne kadar doğru bir gam. oluşmuş olur.
Çok teşekkür ederim
(Bu arada yamaha or700kullanıyorum, cevabını için belki aydınlatıcı olabilir.)
Sayın Mustafa bey, yorumunuz için teşekkürler.
Bende wk2 org var, arada bir onu kurcalıyorum. Onda her notaya ait düğme var, hangi düğmeye basarsan o sesi koma yapıyor. Tabi burada standart, sadece tam sesi dörtte bir (çeyrek ses) oranında koma yapıyor. Yeni çıkan orglarda bu bölümü daha da geliştirmişler, ayarlıyarak istediğin oranda koma yapabiliyorsun. Bu orgdan kardeşimde var. Kendisi Adana’da ayda bir iki buluşuyoruz. İlk buluşmamızda bu konu hakkında detaylı bilgiyi alıp sana ulaştıracağım.
Diğer konuyu cevaplıyayım: http://telsanatlari.com adlı sitemde Türk Müziğinde diyez ve bemoller sayfasında koma konusunu detaylıca açıkladım, oraya iyice çalış. Yine makamlar bölümünden makamlar hakkında bilgi sahibi olabilirsin. Ondan sonra orgda koma uygulamasına geç. Önce temel sağlam olsun. Koma, tam sesi 9 eşit parçaya bölüyoruz, bunun her bir parçası bir komadır. Bemollerde de diyezlerde de olay aynı -63+63 arası 9 a bölünecek anlamına geliyor olabilir. Örnek 63 ü 9 a böl çıkan değer bir koma değerine eşit olabilir. Bunu elimde müzik aleti olsa orgla eşleştirerek bulabilirim. Aynı şeyi sen de yapabilirsin. Eline perdesiz bir müzik aleti al, keman, ud olabilir. LA-Sİ arasını 9 komaya bölerek orgun -63+63 ayarıyla eşleştirebilirsin. Yarım sesleri, bir gitarı orguna göre akortla, gitarın diyez ve bemolleriyle -63+63 ayarında yarım sesleri bulabilirsin.
Yorumunda yazdığın gibi La kararlı uşşak ta Si sesi bir koma değil iki koma bemol basılır. Bu uşşak makamına ait bir özellik. Buna eksik bakiye denir. Tiz seslerden karar sesine inerken iniş cazibesine uyarak bu perde iki komalık bir bemol oluşturur, makama yumuşak bir hava verir. Uşşak makamını gösteren bu sestir. Bundan dolayı Karcıgar, Hüseyni ve Beyati gibi makamların altında da Uşşak dörtlüsü bulunduğu için, Si sesini iki koma pes basarız. Bu makamlarda, tiz seslere çıkarken bir koma, tiz seslerden pes seslere inerken iki koma pes basarız. Saygılar
Sayın Mustafa Bey, Kardeşimle bu konuyu görüştüm. Orgların özellikleri markasına göre değişiyormuş. Ancak kullanma kılavuzlarına bakarak neyi ne şekilde ayarlamak gerektiği bilinir. Mesela bazı orglarda koma ayarı yapmak için bir sayfa açıyormuşsun, o sayfaya makamın koma ayarlarını kaydediyorsun. Çalarken okaydı kullanıyorsun. Bu koma işiyle genellikle mahallelerde düğünlere gidenler çok uğraşıyormuş. Onlarla bir görüş. Yalnız şuna dikkat etmeni isterim. Düğünlere gidenler genellikle komaları oyun havalarında solo yaparken kullanıyorlar. Koma sistemini çoğu bilmezler. Hatta çoğunda akor bilgisi bile yetersizdir. Onların işi düğünlerde insanları hoplatmak. Onun için komaları bilinçli bir şekilde kullanman için, makam bilgin olmalı ve Türk Müziğinde diyez ve bemol sistemini öğrenmen lazım (sitemde var).Kardeşim diyor ki: Orgda komaları ayarladın, şarkıyı çalarken komalı ses natürel alıyorsa o esnada çabucak sesi nasıl naturele çevireceksin. Biz bu işi kanunda mandallarla, diğer sazların perdeleri ile süratli bir şekilde yapıyoruz. Orgun düzeni farklı. Biz kanun’da, ud’da komalı olarak akor basıyoruz da; orgda komalı akor basarsan ARMONİ kalıpları bozuluyormuş. Bunları aklında bulundur. Başarılar
O bahsettiğiniz düğüncü piyanistler emin olun burda yazan batıcılardan da tsm cilerdende çok şey biliyor…2 tam sesin arasını bir klavyede bile nasıl 9 a bölündüğünü biliyolar mesela …yani do ile re arasında daha başka bir çok ses olduğunu biliuorlar mesela….
Bilgiler için çok teşekkürler, ben mandolin çalıyorum, akorum ful armoni (sol-re-la-mi) kemanla aynı olduğu için kemanla ilgili verdiğiniz bilgiler çok yardımcı oluyor.
Soruma gelince:
1- bir parçayı re den do dan ya da başka bir notadan çalmak ne demektir? Sanırım bu terim batı notaları ile yazılmış parçalarda kullanılıyor. Örneğin hatırla sevgilim parçasını batıya göre la-do-mi-redo-mi diye çaldığımızda hagi notadan çalmış oluyoruz? Laminör den mi?bunu re den çalmak ne demek?
2- mandolinde türk musikisi olarak yazılmış notaları yerinde çalmak için akordum batıya göre sol-re-la-mi olduğu halde en kalın telimin do olduğunu düşünerek (do-sol-la-re) çalmamız doğru mu? Bu şekilde düşünürken aynı zamanda bir oktav da pesten mi çalmamız gerekir?
3- Bu tel varsayımlarına göre 1,4,5 sesten çalmak istersek ne düşünmeliyiz?
tekrar teşekkürler.
Yorumunuz için teşekkürler,
Cevap 1: İnsan sesleri farklı tonlarda olduğu için, herkesin ses tonuna göre farklı seslerden çalmak gerekir. Buna Batı tabiri ile transpoze, Türk müziği tabiri ile göçürme deniliyor. Hatırla sevgilim parçasını La do mi, re do mi çalarsanız LA minör tonunda çalmış olursunuz. Şarkının bitiş sesi o şarkının tonunu belirler. Bunu SOL minör tonunda çalarsanız, Sİ ve Mİ sesleri bemol alır. RE tonunda çalarsanız, Mİ sesi bemol alır.
Cevap 2: SOL RE LA Mİ tellerini Türk Müziği sistemine uyarlamak için DO SOL RE LA olarak adlandırın. SOL telinden rast, nihavend, kürdilihicazkar gibi makamları yerinden çalarsınız. Sol un bir alt sesi olan LA perdesinden de hicaz, uşşak, hüseyni gibi karar perdesi LA olan makamları yerinden çalabilirsiniz
Cevap 3: 1,4,5 sesten çalmak transpoze olayıdır. Yerinde seslerin kaç ses aşağısından (pesinden) çalarsanız o sayının adını alır. Bu 2 ses te olabilir, 6 ses te.
Transpoze konusu için http://telsanatlari.com sitemde bilgi bulabilirsin
sesimin tonu sol. la da bir sarkı soylemek ıstıyorum ne yapmam gerekır san dersı de almıstım sarkıyı transpoze mı etmem gerekır illa ben la ya cıkmak ıstıyorum
LA tonundan okumanız için makamı LA ya transpoze etmeniz gerekir. Bu durumda diyez ve bemollerin yerleri değişir. Mesela; SOL kararlı Hicaz çalıyorsanız dizi bu sesleri alır. SOL-LAbemol-Sİ1koma bemol-DO-RE-Mİbemol-FA-SOL… LA kararlı çalarsanız: LA-Sİbemol-#DOdiyez-RE-Mİ-FA-SOL-LA… http://telsanatlari.com adlı sitemden “Türk Müziğinde transpoze nasıl yapılır” sayfasını inceleyiniz
Türk sanat müziği adına yazmış olduklarınız açıklamalardan dolayı sizi kutluyorum bir org aldım heveslenerek fakat sizin belirttiğiniz sesleri bulamıyorum lütfen bana yerinde 4 sesveya 5 ses den sesli olarak bir meil göndermeniz mümkünmü teşekkürler
Arkadaşlar Türk Musikisi “Meşk Musikisidir”. Yani bu şu demek oluyor; Türk Musikisi notadan değil, ustaların söyledikleri tekrar edilerek öğrenilir. Bütün yorumlarda bir takım kargaşayı önlemek adına Türk musikisini Batı musikisiyle nasıl bağdaşlaştırabiliriz endişesi var. Şunu bizler Türk olarak gururla kabul edeceğiz ki: BU BİZE ÖZEL BİR MÜZİKTİR. BU BİZİM MÜZİĞİMİZDİR. Doğrusuyla, yanlışıyla BİZİMDİR. Ve hiçbir zaman batılaşamayacaktır. Mümkün olsaydı şimdiye kadar zaten yapılırdı. Örnek olarak size birkaç şey söyleyeyim; 1-) Mahmut hocanın 2 koma bemol diye anlattığı uşşak dörtlüsündeki “si” sesini karardan başlayıp yukarı giderken 1 koma, karara inerken 2, hatta 3 koma bemol basarız. 2-)Daha 70-80 sene öncesine kadar rast makamında “si” sesi natürel basılıyordu. Bu arapça yazılmış notalarda mevcut. 3-) Hocanın bahsettiği makamlardaki si (segah sesi) notası ile hüzzam, segah gibi makamlardaki “mi” sesi doğaçlama çalınmazsa makamın tadlarını alamazsınız. Yani bu şu demek; Uşşak, hüseyni, hüzzam daha bir çok makamın notasını bir yabancının önüne koyun, eline de ud verin (perdesiz olarak notadaki bütün sesleri çalacaktır). İşte o zaman bizim müziğimizin başta da söylediğim gibi “meşk musikisi” olduğunu anlarsınız çünki notayı tam çalacağı için çaldığı Türk müziği olmayacaktır. Bitirmeden önce yine bize özgü müziğimizden kısa bir örnek vereyim: “La” da biten herhangi bir makamı, YERİNDEN çaldığınızda “La”dan çalıyoruz. BİR SESten çaldığınızda “sol”den çalıyoruz. DÖRT SESten de “mi” den çalıyoruz. Peki İKİ SES, ÜÇ SES neresi oluyor? Arada bir “fa” kaldı… Yani daha böyle bir dizi yanlışıyla, doğrusuyla bu müzik böyle öğrenilecek ve böyle kalacaktır. Evrensel olma şansı hiç yoktur kimse boşuna uğraşmasın. VE ARKADAŞLAR BİZLER BU MÜZİKLE GURUR DUYMALIYIZ. BU BİZİM MÜZİĞİMİZDİR. Sevgiyle.
Nacizane bilmediğimden soruyorum. Türk Sanat Müziği ile Türk Halk Müziğinde de bu durum aynı mıdır? Yani Halk müziği söyleyen bir arkadaşa “sana Re Karardan çalalım, daha iyi söylüyorsun” dediklerinde Sanat Müziğinde de karşılığı yine Re Karar mı oluyor, veya 5 ses mi söyler o zaman bu arkadaş. Dilerim anlatmak istediğimi yanlış aktarmamışımdır, teşekkürler.
Sayın Ömer Bey, Türk Halk Müziğinde bağlamanın LA sesini akort düdüğünün C=DO sesine ayarlarlar bu yüzden Türk müziği sesleriyle uyuşmaz. Bir bağlama hocası bizimle koro çalışması yaparken bana ” Bizim Sİ sesimiz sizin 4 sesinize eşit ” dedi. Bu konudaki bilgim bu kadar saygılar…
çok faydalı yazı, cennetliksin hocam:)
Arkadaşlar Türk Müziğinde la sesinin re, THM de ise do yada farklı ses olarak kabul edilmesi nota yazımı ve notaların rahat okunabilmesi ile ilgilidir. Yukarıda bazı arkadaşlar Türk Sanat Müziğindeki bu göçürmenin batı müziğinde olmadığını yazmış. Batı müziği sazlarından örneğin alto saksafon da sizin bastığınız do piyanodaki do değildir. Bu örnekleri özellikle nefesli sazlarda sıkça görürüz. Bando müziği ile uğraşanlar konuyu daha ayrıntılı bilir. Bağlamada karar sesini do olarak kabul edersek Türkülerimizi Azerbeycanda olduğu gibi do anahtarı ile yazmamız gerekebilir. Konu birazda bizim THM yada TSM ses sistemlerinin batı müziği gibi transpozeye uygun olmamasından kaynaklanıyor.
Müzik evrenseldir ama notalara verilen isim evrensel olmayabilir. Her insandan ses çıkar ama dünyada binlerce dil vardır. Yani önemli olan ses aralıkları ve metodoloji. Batıda LA , burda RE diye bir durum yok. Bizdeki neyse o müzik için doğrusu odur. Bu şuna benziyor: TÜRKÇE YAZILDIĞI GİBİ OKUNUR, İNGİLİZCE ÖYLE DEĞİLDİR” Bu dünyanın en büyük saçmalığıdır. Yazıldığı gibi okunmak nedir? Senceki C işaretinin (harf) telaffuzu onda “si”. Neden seninki doğrusu olup da yazıldığı gibi okunuyor olsun. Nota da buna benziyor.
Abi bazı makamların Notaları verilmiş ama mesela Nihavend,İsfahan,Acem,Acemaşiran,Kürdi,Hicazkar vs Makamların çalınış notaları(Karar Sesleri) nelerdir.Not:Enstürüman Çalamıyorum:( sadece meraktan soruyorum:)birde inşallah UD çalmaya başlamayı düşünüyorum hangi Marka model almalıyım?yazabilirseniz şimdiden teşekkür ederim herkese:)
Sayın İrfan Bey, yorumunuz için teşekkürler. Nihavend ve Hicazkar makamının yerinde karar sesi SOL ( Rast ) perdesidir. Acemaşiran makamının karar sesi Acemaşiran FA perdesidir. İsfahan, Acem ve Kürdi makamlarının karar sesleri LA (Dügah ) perdesidir.
Ud öğrenmeye yeni başlayanlar genellikle ucuz udları tercih ediyorlar. Öğrenmek için bunlar uygun. Durumun iyi ise profesyonel ud alabilirsin. İnternetten araştırırsan bilgi sahibi olabilirsin. Başarılar dilerim
faydalı bilgilendirmeleriniz için çok teşekkür ederim.
Türk Sanat Müziğinde göçürmelere daha da açıklık getirmek üzere hazırladığım bilgiyi aşağıda sunmaktayım.
Saygı ve sevgilerimle.
Değerli Arkadaşlar
Daha önce yolladığım yorumda, yazının formatı buraya kopyalanınca tamamen değişmiştir. Yanlışlığı önlemek bakımından yorumumun formatını değiştirerek takrar yolluyorum. Umnarım bu defa doğru olur.
Saygı ve sevgiler
TÜRK SANAT MÜZİĞİNDE GÖÇÜRMELER:
Batı Müziğinde Her enstrüman gurubu veya insan sesi için ayrı tonlarda ve ayrı anahtarlarla (Sol, Fa ve Do anahtarları gibi) nota yazılabildiği halde Türk Sanat müziğinde nota tek tip olarak Sol anahtarı ile yazılmaktadır. Bu yazılımda perdelerin (Notaların) frekansları batı müziği frekanslarıyla aynıdır. TSM de bu şekilde yazılmış nota ile her tür insan sesine göre icra yapmak gerekir. Bu icralar ezgiyi ayrı perdelere göçürme şeklinde yapılır. Aksi takdirde enstrümanı her solistin sesine göre yeniden akort etmek gerekir ki bu pratik bir yöntem değildir. TSM sazlarının akordu Batı müziği esaslarına göre düzenlenmiş olan notada görülen frekansların aynidir.
Osmanlı’da, doğaldır ki ilk ses sanatçıları hep erkekti. Ayrıca mikrofon da bulunmadığı için sanatçılar seslerini yükseltmek zorunda idiler. Bunu sağlamak için de genelde tize çıkarak icra yapmaları gerekmekte idi. Dolayısıyla erkeklerin Batı müziğindeki Sol anahtarıyla yazılmış notanın ayni frekansla yani çok pes seslerle icra yapmaları çok zordu. Bu nedenlerden dolayı, TSM de, Batı müziğindeki frekanslardan daha tiz olmak üzere icra yapmak gerekmekteydi. Bunun için “Yerinden” adı verilen bir göçürme uygulanmaktaydı. Bu göçürmede notadaki Do yerine La basılmakta, yani notada görülenin 5 nota tizi icra edilmekteydi. Böylece tiz erkek seslerine uygun ahenk elde edilmişti.
Ancak daha sonra kadın ses sanatçıları da devreye girince, kadınlar bu tiz ahenkle okumakta zorluk çektiler. Erkek sesleri ile kadın seslerinin birlikteliğini sağlamak bakımından ortayı bulmak üzere pes ahenklere göçürmeler yapmak gerekmiştir. Bu göçürmelerle kadınlar ve erkekleri birlikte ve ayrı ayrı rahat icra yapabilmeleri sağlanmıştır.
Çoğu yerde Türk Sanat Müziğinde yukarıda açıklanan göçürmeyi sanatçının kendi kafasından yaptığı veya çalınacak sese göre sazın akort edilmesi gerektiği yazılmakta ve söylenmektedir. Ve genelde çoğu yayınlarda göçürme “Yerinden” ahenginden başlayarak açıklanmaktadır. Ancak konunun burada Batı müziği nota frekanslarından başlamak üzere açıklanmasından sonra Yerinden’den başlayarak detaylandırmak daha uygun olacaktır.
TSM de 24 ayrı göçürme ahengi vardır. Bu ahenklerin her birinin karşılığı olan belli ölçüler ve ses ahengi içeren bir Ney vardır.
Ancak: Yaygın olarak kullanılan Göçürmeler aşağıda Ney karşılıkları ile birlikte verilmiştir. (Tizden pese doğru)
Yerinden, (Bolahenk Neyi karşılığı) (Batı müziği nota frekansından 5 nota tiz)
Bir Ses, (Sipürde Neyi karşılığı) Batı müziği nota frekansından 4 nota tiz)
Dört Ses, (Kız neyi karşılığı) (Batı müziği nota frekansından 1 nota tiz)
Beş Ses, (Mansur Neyi Karşılığı) (Batı müziği nota frekansının aynısı)
Görülmektedir ki Osmanlı döneminde, mikrofonsuz erkek sesine uyabilmek için Batı müziğindeki Do, 5 nota daha Tiz olmak üzere La olarak icra edilmiştir. Buna da “Yerinden” adı verilmiştir. Daha sonra TSM de Göçürmeler Yerinden’e göre adlandırılmıştır.
Bu göçürmeler, “Yerinden” ahengi esas alınarak kısaca aşağıdaki gibidir.
Yerinden : Batı müziği frekanslarından 5 nota tiz.
Bir Ses ; Yerinden’den 1 nota Pes (Batı müziği frekanslarından 4 nota tiz)
Dört Ses; Yerinden’den 4 nota Pes (Batı müziği frekanslarından 1 nota tiz)
Beş Ses : Yerinden’den 5 nota Pes (Batı müziği frekanslarının aynısı)
Bir Adlandırma önerisi:
Yukarıda açıklananların ışığında Yerinden’e göre adlandırılan TSM göçürmelerini tizden pese doğru:
Yerinden
1 Pes
4 Pes ve
5 Pes
olarak adlandırmak gerektiğine inanıyorum.
Verdiğiniz detaylı bilgi için teşekkür ederim. Ben Avusturalyada büyümüş bir Çeşitli müzik âletlerinde Türk ve Batı müzikleri icra ederim, Sanatçıyım, sanatçı olmam neden, bunlar bir sanat dalıdır, kendi müziklerimi, şarkı türkülerimi de yazarım. Hem batı Müziği’nde yabancı öğretmenlerden, hemde Türk musikisinde Türk öğretmenlerden öğrendim. Konservatuvar mezunuyum, orası fark etmez. Bilen bilir. Bu kadar karşı çıkış ve farkı görüşleri kendi hayatımda uyguluyorum yer yer, istisnalar Kaideyi bozmuyor benim için. Başka şeyler denemek her zaman yeni şeyler öğrenmemize yol açıyor ve bunu çoğu müzisyenler yapıyor. Verilen bilgi gayet aydınlatıcı, kafa karışıklığı neden?, anlamadım. Tamam bazen batı Müziği’nden Yürk Müziği’ne geçerken, ben nerdeydim deyip yeniden konsantre yapıyorum, bir anlık mesele. ESKİDEN BİR FRANSIZ KRALİYETİNİN KOYDUĞU BIR SİSTEM VARDI, SESİN NERESİNDEN BAŞLARSAN BAŞLA, ORASI DO, BUNU BIRAKTILAR TABİİ, KRAL İÇİN DO, İCRACILAR İÇİN DEĞİL. ESKİ ÇİN’DE HER SENE LA SESİNİN FREKANSINI YA Mİ LA SESİNİ İMPARATOR BELİRLERDİ, DÜPEDÜZ HANGİ SES HOŞUNA GİDİYORSA O LA OLUYORDU, İCRACILAR İÇİN DEĞİLDİ, ZORLUK ÇIKARTIYOR BİR KİŞİNİN KEYFİ. ŞU ELEKTRONİK AKORT ALETİNİ TÜRKLER İCAT EDİP SESLERİ TÜRKİYE YE GÖRE DÜZENLESELERDİ, ŞİMDİ ALETLERİN TINLATTIĞI SES O SES OLARAK GÖSTERİRDİ, NEREDEN BİLİYORSUNUZ AKORT ALETİNDE LA OLARAK GÖSTERİLEN FREKANS VE SESİN LA OLDUĞUNU. FARZ EDİN ONU PROGRAMLAYIP DO YAPSAM LA DO OLURDU YOKSA DO LA MI FALAN KAFA KARIŞIYOR DEĞİL Mİ. Koma sesler gayet zorluk batı enstrümanlarında, başka ayarlar deniyoruz, komaları mikro sesleri yakalıya bilmek için. Ney icra ettiğimde sorun olmuyor, batı klarnetinde başka yerlerden Türk müziği icra ediyorum, zaten batı klarneti batıda bile, Sİ bemol dendiğinde alette o Sİ bemoli değil ama öyleymiş gibi diyorlar, orada kafaları çalışıyor, çoğunuzda karışıyor. Alete göre, batı orkestra klarneti Sİ bemol Do sesini Do sesi gösterir, bunun için enstrümanın adı göçürüm/ tıranspoze enstrümanı oluyor sabit az bir ses ayarı alanı olduğu halde, çeşitli kavallarda fulütlerde böyle batı Müziği’nde bile. Tamamen eski sesleri bırakmış değiller, benim yabancı arkadaşım rahmetlik oldu KİM SANDERS NETTE ARAYIN BULURSUNUZ, ayni okuldaydık Türk müziği öğreniminde, halbuki kendisi çok çalgılar beceren bir müzisyen olduğu halde. Türkiye konservatuvarında aldı soluğu Mey öğrenmek için, nefesi çalgılar ustasıydı, Ney’de son buldu bir ney eseri miras bıraktı, batı Müziği’ne olan katkısından dolayı çok tebrikler ödüller aldı, talebeler yetiştirdi ney’de. Piyasada Mansur ney neden çok tercih edilir, iki taraftada (kadın-erkek) uyum sağladığı için. Ben piyano hocamla, konser verirken bağlama ve o piyano eşlikli olacaktı, bana sormadı sesleri, çıkarttığım sesleri yakalıyamadı, bir kuru bağlamaynan, yabancılar aşka geldi, elimdeki bağlamayı öpmeye başladılar, hayır din falan düşünmeyin şekli çok güzelmiş güzel bir kadını aldırıyormuş. Aralarındaki yunanlılar hemen çaktılar ama, müzikten anlamıyorlar. Aleviy değilim olsam da fark etmez, bağlamayı öptüler derken, beni de öptüler. Esasen Türk Müziği’nde o kadar çok makam var ki, senelerin üstadları halen makam öğreniyor, referanssız hepsini aklında taşımak zor, ben şaşırıyorum, şaka söylemiyorum 500 ün üzerinde makam var Osmanlı’dan bu yana. İsteyenler kendi sesine çeker düzenler aletini onun için yerinde olur. Diktatörlük olmuyor müzikte çünkü sanat ve bunu yapanlar sanatçı. Sanatçının anlamı bu. Gök yüzünde yıldız falan değil. Çok bilmişlik değil katkı olsun, böylesine geniş bir bilgi paylaşımına ilk defa rastladım. Batılıların verdiği isimler olacağına neden Türkün verdiği olmasın. Dünyanın dönüş sesi aklımda kaldığınca batılılara göre ya C=DO, Ya B=Sİ, bu ses teoridir isim olarak gerçek ses hangi isimde esasını kimse bilmiyor. Çok biliyoruz bir şey bilmiyoruz. Eeee o zaman bir idim(isim) verelim. İşte bütün dava bu. Yeniden teşekkürler, tartışın, ne olsun diyede, burda herkesin anlaştığı kabullendiği zaten yapılmış, Batı’yı etkileyen en çok Mozart oldu bu Türk Müziği’nden alıntılarıylan. Onun için istisnalar Kaide’yi bozmamalı, yoksa çok karışır.
aciklamalarinizdan cok duygulandim turk muzigi hakkinda pek fazla bilgim oldugunu soyleyemem.ama acık yureklılıkle soyluyorum cok hoşuma gıttı ,okuyorum bılgılrınızden daha da faydalanmak ısterım sızler yazdıgınız surece. emegınıze ve gayretlerınıze teşekkürler lütfen devam edın.saygılar sevgıler merdan
Türk Müziği ile ilgili bu paylaşımınız hakikaten herkesin okuması gereken türden bir paylaşım. Bilmediğim bir çok konu hakkında bilgi edinme imkanı buldum, emeğinize sağlık.
Çok faydalı bir paylaşım. Böyle yazıları bulmak kolay olmuyor. Teşekkürler. Emeğinize sağlık.
Teşekkür ederim.
Muhteşem bir yazı. İnternet aleminde ki pek çok yanlış ve karışık yazıların aksine herkesin okuması gereken bir yazı olmuş. Elinize emeğinize sağlık
Arkadaşlar TSM müziğinde bazı bilinmeyen çok şeyler var aynı din gibi düşünün
Abim cok guzel bi yazi yazmisin ellerine saglik.
Ben şöyle diyim. Bati muzigi dunyada kurallari olan ogrenilmesi daha kolay ve muzisyene genis akor algoritmasi veren bir muzik sekli. Sanat muzigi ise daha ezberci kurallar ve bende oturup bi bilinmeyen bir beste yapip bir duzende calsam bunada ismimi verip literature yazabilirim. Turk muzigi boyle bence. Klavyede soloyu tuttursan akorda hersey oturmuyor. Insanimiz bunu yiyor zaten ama bir sanatmuzigi muzisyeni icin siyah ve beyaz gibi farki bulur. Biz bu ise bir kural koyamamisiz. Cok karisik gibi duruyor. Aslinda do dunyada ayni bizde niye farkli ki. Sacmalik bence. Yinede yazi super olmus tesekkurler
Gayet faydalı bilgiler bunlar. Klavye çalarken daha dikkatli olabilirim artık.
Merhaba..bes sesten ud çalmak istiyorum..ne yapacağımı bilmiyorum..beni yonlendirirmisiniz lütfen..dört ses ve yerinden alabiliyorum.
Sayın Pınar Hanım, telsanatlari.com siteme girin. Anasayfada “Türk müziği bilgileri, transpoze nasıl yapılır” linkine tıklayın. Hicaz makamından itibaren bir kaç makamı yerinden, bir, dört ve beş seslerden transpoze ederek yazmışım. Bilgi alabilirsiniz.
Şimdi arkadaşlar bu işi batı türk diye ayırmamak lazım ki türk müziğinin altyapısını bas, gitar, piyano gibi batı sazlarıyla yapıp, batı notasyonunu kullanıyorsan işi kuralına göre oynayacaksın. Her müzisyen 5 li çemberi bilsin yeter. Kolay anlaşılsın diye arızasız örnek vereceğim buna göre mi karar kürdi dediğimiz şeyin aslında A minör ton olduğu (arıza almadığından) görülecektir. Buna göre de la kürdi re minör ton, re kürdi sol minör ton olduğu 5 li çembere bakıldığında görülecektir. Saygılar
Çok güzel bir blog sayfası olmuş gerçekten
çok güzel anlatım
Hocam iyi günler. 7 yıldır amatör olarak ney üflemeye çalışıyorum. Yeni yeni gitar ile beraber eser geçmeye başladım. Benim kullanacağım neyi belirlememde temel kural nedir. Esere göre mi ney seçmem lazım, sese göre mi ney seçmem lazım. Batı müziği ile kullanabileceğim standart ney nedir. Burada takıldım cevaplarsanız sevinirim. Teşekkürler.
Sayın Halit Bey Selamlar,
Ney’in nısfiye’leriyle birlikte akort düzenleri bakımından 24 adet kadar çeşidi var. Çok kafa karıştırıcı bir durum.Bu yüzden bunları bir kenara bırakıp sana anlıyacağın şekilde anlatayım. Neyler ses tonlarına göre çeşitlere ayrıldığına göre, neyi ses tonuna göre seçeceksin. Batı sazları ile çalacağına göre standart ney, karar sesini üflediğinde gitarın ” LA ” sını vermesi lazım. Sen La kararlı çalarsın gitar da La kararlı çalar uyuşursunuz.Si segah-hüzzam. SOL rast çalarak uyuşabilirsiniz. İkinci kural: Gitar çalan şarkı söyleyecekse o tondan söylemesi lazım. Başka tondan soyleyecekse o tondan ney alman lazım. Ney alırken üzerlerine karar sesini etiketle yazmışlar.ona bakarak kolay bulursun ama alırken akort düdüğü ile yinede kontrol et.LA üfkediğinde Akort aletin de LA yı göstersin. Başarılar.
Kemana başlayalı 2 yıl oldu.
Keman çalmak kadar kitabi bilgi sahibi olmayı ve araştırmayı seviyorum.
Yukarıdaki tüm tartışma ve yazıları okudum.
Tüm eleştiriler ve verilen bilgiler çok değerli.
Sayın Cafer Ünal’ın “kanada “La” sı , Fransız “do” su yorumu zekice bir espri olduğu kadar doğru bir yaklaşım gibi geldi bana.
Türklere özgü bir akort düzeni oluşturulabilir tabi ki, ama,
Türkler “ la” sesine “mi” dememeli.
Sonra herşeyde olduğu gibi müzikte de neden müziğimizi dünyaya beğendiremiyoruz
Diye hayıflanırız.
Ayrıca keman bir Türk çalgısı değildir.
Batılıların geliştirdiği evrensel bir çalgıdır.
Seslerini değiştirmekle Türk çalgısı olmuyor.
Tıpkı , camlarına Türk bayrağı yapıştırıp isimlerini doğan, şahin ,serçe koyduğumuz otomobillerin Türk malı olmadığı gibi.
Acizane bir teklif:
Nota ismi karisikligini soyle duzeltmek mumkun:
Turk Muzigine yeni bir anahtar tanimlayalim, mesela T diyelim, ve de alttan ikinci cizgiye koyalim, bu cizgide ki notayi da bati muziginin G3 notasi yapalim, ve de adina RAST diyelim (bu aslinda 5. sesten calmaya karsi gelecek). Isteyen yine sese gore gocurme (transpose) yapabilir. Ama bu sekilde hic olmazsa her kez dogru notayi okur ve soyler. Yani dizi soyle olacak bu yeni T anahtarinda:
Bati Ismi Turk Ismi Aciklama
C3 Do Kaba Cargah
D3 Re
E3 Mi
F3 Fa
G3 Sol RAST T Anahtari
A3 La
B3 Si
C4 Do
D4 Re (eski Turk sisteminde RAST notasi)
E4 Mi
F4 Fa
G4 Sol Sol anahtarinda altan ikici cizgide ki G4 notasi SOL Anahtari
A4 La
B4 Si
C5 Do